9 Ağustos 2010 Pazartesi

Trabzonspor, bu yıl olacak gibi (Lig sonu tahmini 1-2)



Trabzonspor için 3-4 gün önce (Jaja transferinden ve Teo patlamasından önce) taslak bir yazı hazırlamış ve o yazıya da şöyle başlamışım ;


Trabzonspor sanırım bu yıl 4-6-0 sistemiyle oynayacak. Hala bir forvet almayışlarını başka türlü açıklamak zor. Şaka olsun diye söylemiyorum, bu sistem şu anda Dünyada yavaş yavaş kullanılmaya başlanan ve hareketli bir takım yapısı içinde çok etkili olunan bir sistem. Manchester United, Roma ve hatta Inter zaman zaman bu taktiğe dönüyorlar. O yüzden eğer Trabzonspor böyle bir taktikle oynayacaksa forvet almamalarını anlayabiliriz.


Tabi başka bir ihtimal de Teo’nun patlama yapması. Aslında bu küçük bir ihtimal değil. Kesinlikle iyi kumaşı olan bir oyuncu sadece uyum sorun uve kendine güveni yakalaması lazım. Son vuruşlardaki soğukkanlılığı Trabzonspor’un tam aradığı şey aslında. Tek ihtiyacı olan biraz sürekli oynamak ve kendine güvenini getirecek olan birkaç gol. Bunlar olursa Trabzonspor’un forvet sorunu çözülebilir.


Tabi herşey bir yana, 4-6-0 sistemi veya Teo’nun patlamasını beklemek gibi bir lüksü yok Trabzonspor’un. Bu takıma yapılacak iyi bir forvet transferi Trabzonspor’u ilk ikiye taşır hatta şampiyon bile yapabilir, aksi takdirde 4-7 arası bir yerde bitirir sezonu.

Böyle başlamıştım yazıyaki, yayınlamak kısmet olmadan Jaja transferi geldi, üstüne bir de Teo patlaması yaşandı Süper Kupa finalinde. Basında ismi geçen onca isim içinde, Semih ve Makukula da dahil olmak üzere, sanırım en doğru seçimi yaptı yönetim. Biraz geç kaldılar ama yine de büyük bir tebriği hakettiler. Şimdi Türkiye Liglerindeki en tehlikeli forvet hattı oluşmuş oldu ve bu da Trabzonspor’u şampiyonluğa taşımak için gayet yeterli. Gerisi artık Şenol Hoca’ya ve futbolculara kalmış. Tabi çok sürpriz şanssızlıklar da olmaması lazım.


Takımın gerisi için pek konuşmaya gerek yok. İki yıldır zaten izlediğimiz, Ersun Yanal’ın zamanında kurduğu güzel bir iskelet var. Hem oturmuş hem de kaliteli. Trabzonspor'u ligdeki diğer takımlardan ayıran da bu oturmuş yapısı zaten.

Yaklaşık 2 yıldır aynı iskelet kadro oynuyor. Genç ve birbirini seven, birbirlerine alışmış bir iskelet kadro. Selçuk-Colman ortada Xavi-Iniesta’nın Türkiye şubesi gibiler, bence takımın en verimli ve hayati yeri burası. Selçuk ve Colman birlikteliği iki yılın sonunda Avrupai bir seviyeye geldi. Artık orta saha oyuncularının "hücumcu" ve "defansif" diye kategorize edildiği Türkiye'de Colman ve Selçuk için "son çift yönlü gerçek orta sahalar"diyebiliriz. Trabzonspor orta sahasının bir diğer farkı ise "ön libero" 'suz oynayan Türkiye'deki belki tek takım oluşu. Zor maçlarda Ceyhun o görevi görecektir (Bursaspor maçında olduğu gibi) ama "default" olarak oyun şablonunda öyle bir pozisyon yok Trabzonspor'da.

Kanatlarda etkili Yattara ve Engin Türkiye’de çok can yakar, yedekleri Barış Memiş ve Burak. Türkiye’ye iyice alışan Alanzinho hücum gücunde çok önemli bir renk. Defansta Egemen-Giray-Glowacky Türkiye için gayet yeterli. Onur deseniz Trabzonspor’un geçen sezonki en büyük transferi. Tek eksik olan forvet’ti, o da hem Jaja’nın gelmesi hem de Teo’nun patlamasıyla çözülmüş oldu. Takımdaki diğer oyuncular Serkan, Cale, Ceyhun, Umut, Burak ve Barış Ataş Türkiye Ligi için gayet kalburüstü oyuncular. Kadro derinliği de rotasyon da optimumda ayarlanmış. Takımın başında da Şenol Güneş var. E şampiyonluk için daha ne olsun ?

Şampiyonluk yarışında Trabzonspor kadrosundaki bir diğer artı ise yerli-yabancı dengesi. Sonuçta ilk 11'de 6 tane yabancı oynayabileceğini düşündüğümüzde çok iyi yerli rotasyonunuzun da olması şart. Örneğin Beşiktaşın çok iyi 10 (hatta 11) yabancısı var ama hangileri ilk 11'de oynayacak sorusunun cevabı yok, kadroda oynayacak diğer 5 yerli kim olacak sorusu da muamma. Beşiktaş'ı yazarken değineceğiz ama kısaca bakınca Nihat, Hakan Arıkan, İbrahim Toraman, Necip dışında üst düzey yerli oyuncusu yok Beşiktaş'ın. Guti'leri Q7'leri oynatırken yanlarında ne kadar Uğur İnceman, Ekrem ve İbrahim Üzülmez oynatabilirsiniz. Galatasaray'da tam tersi bir durum var, yeterli yerli kadrosunun yanında zayıf bir yabancı rotasyonu var, Baros, Neill ve Kewell dışındaki yabancıları soru işareti ve Baros ve Kewel da zaten sakatlıklar yüzünden sürekli olamıyorlar. Fenerbahçe nispeten biraz daha dengeli bu konuda, hem yabancıları hem yerlileri belli bir seviyenin üzerinde.

Ve tabi ki Trabzonspor'un en büyük kozu belki de Şenol Güneş. Sistemini takıma oturttu diyebiliriz. Çok koşan, pres yapan, top rakipteyken topun gerisine geçip alan daraltan, top kendilerindeyken bol paslı ve hızlı oynayan, oyunun yönünü değiştiren sürekli oynamayı düşünen bir takım ortaya çıkardı. Bunu yaparken de "koşmuyor" denen Alanzinho, Engin ve hatta Yattara gibi oyuncuları kullanıyor. İlk 11'de hücum gücü yüksek teknik oyunculara yer vermeye çalışıyor. Ve en önemlisi takımın motivasyonunu üst seviyede tutmayı başarıyor şimdilik.

Şunu da ekliyim, bir futbolsever olarak Yattara ve Alanzinho’yu aynı anda oynarken gorebilmeyi çok isterim. Bu zor bir olay, zira biri oynarken diğeri sakat oluyor, biri girerken diğeri çıkıyor, ikisi aynı anda oynarken takımın pres gücü düşüyor.. Bursaspor maçında kıse bir süre bunu gördük, ama iki maç 90 dakika beraber oynasalar çok şeyler yapabilirler gibi geliyor bana. Ikisini aynı anda oynatabilmek kolay değil tabi, Şenol Hoca’ya büyük iş düşüyor burda, eğer başarırsa Trabzonspor müthiş bir hücum gücü kazanır. Arkada Yattara-Alanzinho önlerinde Teo veya Jaja. Bu dörtlüye Engin, Burak ve Umut rotasyonunu da sağlayabilirse Şenol Hoca, şampiyonluk kupası bu yıl da İstanbul dışına çıkmış olur.
 
 
Şenol Güneş'in geçmiş dönemlerine göre artılarından biri de kendisine çok iyi bir ekip kurmuş olması (Ahmet Suat Özyazıcı hariç). Bu anlamda Ünal Karaman'ın kendisine yardımcı olmasını sağlamak, Ünal'ı bu işe ikna etmek kolay değil, zira birinci adam olarak teknik direktörlük yapmış ve takımın sportif direktörü olan bir ismi altınızda çalışmaya ikna ediyorsunuz. Tabi burda Ünal'ın Trabzonspor sevgisinin egolarının üzerinde tuttuğunu da görmüş oluyoruz. Şenol Hoca'nın, Ünal Hoca'yla bol bol fikir alışverişinde bulunduğunu tahmin ediyorum, ki bunun çokca faydasını görecektir Trabzonspor. Detaya girmeyeceğim ama Ünal dışındaki diğer yardımcıları da Türkiye'nin işini en iyi bilenleri arasından seçilmiş kişiler. İçlerinde geçmişte ODTÜ öğretim görevlisi akademik kariyeri olan Şeref Çiçek gibi değerli isimler de bir mevcut. Takımın tercümanı Halil Yazıcıoğlu bile işinin Türkiye'deki en iyisi belki.

En son hatırlamak istenilmeyen 96 senesinde böyle ideal bir kadro ve kulüp yapısı vardı (ve yine o kadronun mimarı aslında Sadri Şener’di) ama olmamıştı, çünkü karşılarında Uche-Hogh-Okocha-Oguz-Aykut’lu çok iyi bir Ali Şen Fenerbahçesi vardı. Bu yıl diğer büyük takımların da sezona pek iç açıcı girememeleri (onları da ayrıntılı olarak yazacağız) Trabzonspor’u iyice favori yapıyor.

Lig sonu tahminim şampiyonluk, en kötü lig ikinciliği. Trabzonspor da bu yil işler istenildiği gibi gidecek sanırım.

Hiç yorum yok: