18 Mayıs 2009 Pazartesi

Trabzonspor 1 Bursaspor 0


Sanırım yıllardan sonra ilk defa son haftaya matematiksel olarak şampiyonluk şansımızı koruyarak gireceğiz. Ve şampiyon olacaksak eğer Gökhan’ın dünkü golu bu yoldaki en kritik gol olacak.. (Eğer olamayacaksak da ilk Sivas maçında ve Fener maçında Gökhan’ın kaçırdığı goller yüzünden olamayacağız)

Takımın kazanma arzusu güzel, Alanzinho güzel, paslaşma ve takım oyunu güzel, son dakikada kazanmak güzel, Bursa’dan rövanşı almak (aynı şekilde hakemle son dakikada) güzel, Egemen’in üçlüsü güzel, taraftar güzel, şampiyonluk takibini sürdürmek güzel..



Son bir söz de yeni teknik direktör için söyliyim.. Hocayla transferi, bütçeyi planlamayı vs. konuşmadan önce herşeyi bir kenara bırakıp Yattara ve Alanzinho’yu konuşması lazım yönetimin.. “Hocam bizde böyle iki tane deli adam var, bunları beraber oynatabileceksen konuşalım, oynatamayacaksan hiç uğraşmayalım” dememiz lazım.. Çok özel futbolcular, ama beraber aynı anda oynatılmaları zor, bize bunları beraber oynatabilecek hoca lazım.. Eğer Yattara-Alanzinho ikilisinden verim alınabilirse, bir de bitirici forvet olursa seneye lig erken kopar..



14 Mayıs 2009 Perşembe

Fortis Kupası


Yıldırım Demirören'le Aziz Yıldırım buluştuklarında kıyamet kopmuştu, yok anlaştılar ligde Fener vercek maçı kupa finalinde de Beşiktaş Fener'e bırakcak maçı.. Ama tam tersi oldu.. Ne kadar komplo teorilerine meraklı milletmişiz..


Ayrıca kimse Aragones'e kızmasın.. Ali Bilgin'le, Uğur Boral'la, Deniz'le, Selçuk'la, Burak Yılmaz'la Emreciksin'le ne yapmasını bekliyorlardı ilk senesinde.. Bu yıl da Fener'den İbrahim Akın, Mehmet Yıldız, Taner Gülleri ve Koray Avcı transferleri bekliyoruz.. Fenerbahçe'nin parası var evet ama bu plansızlık ve programsızlıkla bu bile fazla..
Beşiktaş'ı da tebrik ederiz.. Fazlasıyla hakettiler.. Ayrıca Mustafa Denizli'de büyük hocaymış, bunu anladık..

Elde var 1, Sıradaki Kupa Gelsin

Barcelona'yı izlemek müthiş keyif.. Kral kupasını kazandılar.. Haftasonu Lig Şampiyonluğu, 2 hafta sonra da Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu kutlayacaklar büyük ihtimal.. Fazlasıyla hakediyorlar, umarım kazanırlar..



En Gıcık Takım


İnternette gezinirken 4-4-2 ‘nin forum sayfasında “Most Hated XI” başlıklı bir en nefret edilen 11 konusu gözüme çarptı.. Ben de burdan yola çıkarak Türkiye’de oynamış futbolcular içinden en gıcık olduğum takımı yazıyım dedim.. Buyrun efendim, en gıcık olduğum takım ; (acaba böyle bi takım olsa şampiyon olurlar mıydı ?)

1- Volkan Demirel (Kaleci)
2- Sabri Sarıoğlu (Sağbek)

3- İbrahim Üzülmez (Solbek)
4- Bülent Korkmaz (Stoper)
5- Lugano (Stoper)
6- Collin Kazım (Sağaçık)
7- Hasan Şaş (Solaçık)
8- Hagi (Ortasaha-Attacking)
9- Emre Belözoğlu (Ortasaha-Defensive)

10- Hakan Şükür (Forvet)
11- Mert Nobre (Forvet)

Yedekler :
12 – Tolga Zengin
13 – Müjdat Yetkiner
14 – Hüseyin Çimşir
15 – Filipescu
16 – Cangele
17 – Mehmet Yıldız

Teknik Direktör : Bülent Uygun (Fatih Terim’de olabilir)


Anlaşılacağı üzere kavga eden ve çirkef futbolcuya fena gıcık olurum.. Kardeşim milyon dolarlar kazanıyorsunuz, çıkın adam gibi topunuzu oynayın işte.. Nedir zorunuz.. Biz kavga izlemek değil futbol izlemek istiyoruz.. Tabi yukarda ismi geçenlerin hepsi çirkef değil, mesela Hakan Şükür ve İbrahim Üzülmez.. Hakklarını yememek lazım.. Onlara olan gıcığım denel..

3 Mayıs 2009 Pazar

Real Madrid 2 Barcelona 6 .. Ezeli rakip ezeli rakibe bunu yapmamalı..



Sanırım akşam bir tarihe tanıklık ettim diğer Real-Barca maçını izleyenler gibi.. Bir daha ne zaman Real’i Barnebau’da 6 yerken görebiliriz bilmiyorum.. Daha önce böyle birşeyin başlarına geldiğini de sanmıyorum açıkcası..




Barcelona ve Real kesinlikle son 4-5 yılın en formda dönemlerini yaşıyorlar.. Herkes Barça’dan bahsediyor ama Real’de son 18 maçın 17’sini kazanarak ligde puan farkını dörde kadar indirmiş durumda..

İki takımda formda olunca müthiş bir El Classico ortaya çıktı doğal olarak.. İlk başlarda dengeli gibi başlayan maç Barça’nın ikinci golünden sonra özellikle tamamen Barça’nın lehine döndü ve maçın belli bölümlerinde Real’li oyuncular topa dokunamadı desek abartmış olmayız..

Maçta TV topla oynama yüzdelerini göstermedi ama sanırım Barça %80’lere yaklaşmıştır maçın belli bölümlerinde.. Oyun bir ara Barça’nın paslaşması şeklinde geçmeye başladı.. Real’in tüm pres çabaları çaresizliğe ve acizliğe dönüştü Barça’nın pas trafiği karşısında.. Artık Real’li bir futbolcu “Yeter Ulan!!” diye dalacak sandım Xavi-Iniesta ikilisinden birine..

Casillas’ın maç sonuna doğru yüzünde olan “batsın bu dünya” ifadesi maçı özetliyordu bir çok açıdan.. Adam antrman maçında bile 6 tane yememiştir sanırım.. Zaten maçın sonuna doğru zaman geçiriyordu artık..

Henry’nin kariyerinde 200 gol varsa eğer eminim bunun 145 tanesini sağ ayak içiyle iç falso vermek suretiyle uzak köşeye yaptığı volelerle atmıştır ki akşam buna 2 tane daha ekledi.. Ve sanırım bu sebeple sağ ayaklı olmasına rağmen sol kanatta oynuyor..

İilginç bir not daha, Barça’nın bir kaç gün sonra çok önemli bir Chelsea maçı var.. İnsan 3-4 olduktan sonra bir maçı rölantiye alıyım felan der.. Nerdee... Adamların attıkça atası geliyor.. Gole doymuyorlar resmen.. Akşamki maçı izledikten sonra Guus Hiddink uyuyabilmiş mi çok merak ediyorum doğrusu..

Ve çok güzel olan bu maçın ilave bir güzelliği de maçı Rıdvan yorumlarıyla dinlemekti sanırım.. Adamın yorumculuğu mu daha iyiydi yoksa futbolculuğu mu karar veremiyorum.. Neyseki yorumculukta sakatlanma derdi olmuyor.. Yıllarca bize yorumcu diye ünlü Türk düşünürü Ömer Üründül’ü dinleten zihniyet utansın diyorum başka da birşey demiyorum...