27 Kasım 2012 Salı

Günlerin getirdiği hezimet ve net skor TS 0 ES 3


 Galibiyet Yemini !

Çok zor bir yazı olacak, nasıl başlasak acaba..

Servet'in golünden başlayalım.. Lig TV yapıyor ya hani 1 yıldız 10 gol. İleride Servet için yaparlarsa eğer bir numaralı gol için çok düşünmelerine gerek kalmadı. Servetin halı sahada atar gibi attığı Eskişehirspor'un üçüncü golü, kendisi için ileride torunlara anlatılacak bir anı, Trabzonspor seyircisi için ise hazmedilmesi zor bir an oldu.. O yüzden seyirciye kızmamak gerekir. Ben evde tek başıma izliyordum maçı, kafamı minderin altına sokup bir süre çıkmadığımı hatırlıyorum, ondan sonrası çok net değil zaten, flu..

Bilen bilir, genelde Şenol Güneş ve Sadri Şener'in Trabzonspor için en doğru 2 isim olduğunu, takımdaki kötü gidişatın yönetimsel değil, 3 Temmuz sürecininin mağduru olmakla alakalı olduğunu savunurum hep. Ama yanlışları da hataları da gördüğümde yazmaya çalışırım...

Sanırım 2008-2009 sezonuydu, ilk dört hedefiyle sezona başlayan yeni kurulmuş Trabzonspor, Sivasspor deplasmanında 3-0 yenilince "gidin hocaya sorun" diyerek Ersun Yanal'a faturayı kesmişti Sadri Şener. Şimdi başkanın düşünmesi gerekir, aslında taraftarların da sorgulaması gerekir.. Yanlış olan o zaman Ersun Yanal'ın gönderilmesi miydi ? Yoksa bugün Şenol Güneş'in devam etmesi mi ? Ya da Sadri Şener akşam kendisine yapılan tepkileri, biraz da o gün Ersun Yanal'a keserek kurtulduğu tepkilerin geri ödemesi olarak görmüş müdür ?

Zamanında Sivasspor karşısında aldığı 3-0 mağlubiyetle işinden olan Ersun Yanal, çifte standarda cevabını sahada verdi sanırım.. 

O gün Ersun Yanal'ı kovan tabi ki sadece Sadri Şener değildi, aslında taraftardı.. Taraftar hiçbirzaman sevmedi Ersun Yanal'ı, onlar Şenol Güneş'i sevdiler. Çünkü Ersun Yanal Manisa'lıydı, ama Şenol bizim oranın uşağıydı. O zaman bu çifte standart biraz da taraftarın suçu değil mi ?

Dün akşam sahadaki futbolcusunu yuhalayan Trabzonspor taraftarı, acaba ne kadar kendini sorguluyor düşünmek lazım, ama 3 temmuz'dan sonra neyi düşünüp tartışabilirsiniz ki.. Herşeyin temeli çürük bir defa..

Buradan maça gelelim... Şenol Güneş, maçtan önce futboldan çok galibiyete ihtiyacımız var diyerek, tek amaçlarının 3 puan olduğunu gösterdi.. Ama karşısında futbol oynayan bir Eskişehirspor olunca da bu sonuç kaçınılmaz oldu tabi.

Sahanın her yerindeydi Eskişehirspor. Top rakip ceza sahasında, Eskişehirspor daha kalabalık, top kendi ceza sahalarında Eskişehirspor daha kalabalık, top orta sahada yine Eskişehirspor daha kalabalık. Sanki 2 kişi fazla Eskişehirspor. Diego'nun oyun kurucu gibi getirip attırdığı gol, Servet'in golü Trabzonspor için sadece bir utanç oldu..

İlk 15 dakika kontrollü başlayan Trabzonpor birden kontrolü rakibe verdi.. Kalan 70 dakika Eskişehirspor'u izledi Trabzon'lu oyuncular.. O 20. dakikada ne oldu da oyun böyle değişti peki.. Oyuncu değişikliği olmadığı sürece genelde oyunda bir değişiklik olduğunu görmez bizim izleyicilerimiz.. Oysa Ersun Yanal, en büyük eksikliği olan taktisyenliğini ne kadar geliştirdiğini daha 20. dakikada ortasahayı kalabalıklaştırıp Trabzonspor'un pas trafiğine odaklanarak gösterdi. Trabzonspor'un pas trafiği artık Eskişehirspor'un kontra atakları için bir fırsat haline geldi..

İyi oynayan bir Eskişehirspor yetmezmiş gibi inanılmaz kötü bireysel performanslar da Trabzonspor için bir diğer çöküş nedeni oldu.. Halil, Janko, Adrian, Emerson, Serkan tam anlamıyla felakettiler.. Yine lig tv'nin quiz isimli hoş bir programı var (lig tv reklamı gibi oldu bu post'ta, ama sadece quiz, 1 yıldız 10 gol bir de taraftarların hikayelerinin olduğu bir programları var ismini hatırlayamadım şimdi, onlar güzel, gerisi yaramaz) orada ileride bu arkadaşlar katılırlarsa, oynadıkları en kötü maç için çok düşünmelerina gerek olmayacak sanırım.

Colman, Bamba ve Onur ayakta kalan isimler oldu biraz, diğerleri ise sahaya yansımış şike gibiydiler.. Ağır konuştum eve ama şike yapsanız bu kadar olur..

Adrian'ın kaptırdığı toplar neden ilk 9 hafta oynamadığını gösterdi herkese..
Halil'in anlamsız top ezmeleri ise Almanya'da yetişmiş bir futbolcudan beklenmeyecek amatörlükte..
Topu rakip ceza sahasına taşıyamazsanız Janko gibi isimler sahada gezinmekten başka birşey yapamazlar.
Emerson inanılır gibi değil, geçen yılki Cech bu Emerson'dan çok daha faydalı olur hem ofansif hem defansif olarak..

Bir Trabzonspor'lu beş Eskişehirspor'luya karşı.. Ve Halil'in anlamsız top ezmeleri.. Maçın özeti bu fotoğrafta saklı aslında...

Oysa rakip orta sahada Alper diye bir isim var, hafta içi gönlünün Trabzonspor'da olduğuna dair haberlerin çıktığı.. İzlemesi keyif veren bir oyuncu ve daha 21 yaşında. İnsan düşünmeden edemiyor, bundan 3 yıl sonra kendilerini geliştirmiş bir Soner-Alper ikilisi yanlarında tecrübeli bir Colman ile neler yapar acaba diye.. Tabi bunları yetiştirecek ortam ve hoca önemli.. O yüzden diyorum Şenol Güneş kalmalı, yoksa hoca değişimleri sadece Soner gibi isimlerin gelişmesine engel olur..

Ve tabi asıl olan, Selçuk İnan, Burak Yılmaz olaylarının tekrar yaşanmaması... Ders çıkarabilmek, ona göre davranmak...

Bir Trabzonspor taraftarı için izlemesi zaten yeterince zor olan maçı, bir de yazmaya çalıştık.. Sanırım kendime işkence yapmayı burada noktalasam fena olmaz.. Umarım bu mağlubiyet Trabzonspor'u daha kötü günlere götürmez diyerek, haftaya Ankara'da Gençlerbirliği karşısında canlı izlemek üzere işimizin başına dönelim...

Hiç yorum yok: