5 Kasım 2012 Pazartesi

Ankara'da bir maç günü: Gençler-Elazığ


Ankara'ya sıkıcı derler hep kendini bilmez İstanbul'lular, oysa maça gitmek yapılabilecek yüzlerce sosyal aktiviteden sadece biri.. 

Tamam kabul ediyorum, belki tam olarak yapacak yüzlerce aktivitemiz yok, veya Gölbaşı'nda çay içmek boğazda oturmak gibi de değil. Ve evet, belki Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin heyecanı da olmuyor bir Gençlerbirliği maçında, ama kavga-gürültü değil de futbol'un kirlenmemiş yüzüyse yaşamak istediğiniz.. Güne stad önünde satılan tükrük köfteden başlayabilirsiniz..

 Trabzon'da çok daha iyi yapıyorlar bunu.. Bugün meşhur olan Fevzi Hoca bile ilk köftelerini Avni Aker'in önünde satıyordu..

Herve Tum: İlhan Cavcav Baba'nın satmaktan pişman olduğu ender futbolculardan.. Oynadığı takıma değer katan bir adam, Bursa, Sivas, Belediye, Gençler ve şimdi de Elazığ.. Ama hiçbirinde de hakettiği saygının karşılığını alamadı.. Yine bir başka eski takımına karşı bir maç daha.. 

Bizim Anadolu takımlarımızın bence en büyük sıkıntısı olan "kalabalık ortasahaların kör döğüşü" bu maçta da kendisine fazlasıyla yer buldu.

Futbol evrimi bu sorunu nasıl çözecek bilemiyorum, ama 1-2 ön liberolu çok koşan ama tekniği ve futbol zekası zayıf orta saha oyuncularının oluşturduğu ortasahalar olduğu sürece biz böyle kör döğüşü çok izleriz gibi.

Futbolda böyle sıkıntıların aşılması için, bir takımın farklı birşey uygulayıp başarılı olması gerekiyor. Bu uygulanacak farklı şey de ortasaha oyuncularında fizik kondisyon ve pres gücü değil, teknik, pas gücü ve oyun zekası aranması olacak. Selçuk İnan, Soner Aydoğdu, Alper Potuk gibi bu konuda parlak isimlerin sayısı artarsa belki o zaman düzelir biraz bu işler. Ama Fenerbahçe gibi ligin büyük bir takımı bile Selçuk-Baroni-M.Topal ortasahasından medet umuyorsa, biz daha çok bekleriz gibi..


İlk yarıda peşpeşe gelen Gençler ve Elazığ golleri maçın heyecanını bir anda arttırdı.. Eğer Gençler attığı golden sonra biraz skoru koruyabilseydi, maçın seyiri çok farklı olabilirdi.. Yılmaz Vural'ın gol sevinçleri ise her zamanki gibi görülmeye değer.

Çizgiden çıkan Gençler topu ise objektiflerimizden kaçmıyor. 

Ve maçın en duygusal, en güzel enstantanesi bence :
Dövmeli Kellerin buluşması 

 Sevgi Pıtırcıkları: Hurşut & Bilica.. 


Maça dönecek olursak, daha çok beğendiğim Gençlerbirliği galibiyete daha yakın taraftı diyebilirim, taa ki kırmızı karta kadar...

Maçı TV'de izlemekle stadyumda izlemek arasında ciddi fark vardır. Bazı şeyleri TV'de daha rahat görürsünüz, bazı şeyleri de stadyumda.

Kırmızı kart pozisyonu da bunlardan bir tanesi. TV'de bariz kırmızı kart gibi gözükürken, stadyumda bizler Aydın'ın topu ne kadar fazla ve çarpraza açtığını çok net gördük, faul doğru karar ama kırmızı ağır. Sarı olmalıydı karar, çünkü bariz gol şansıyla alakası yoktu poziyonun. Aydın'ın ordan gol vuruşu yapması mümkün değild..

Yılmaz Vural isyan ederdi maç sonunda belki ama yazık oldu Gençlere.. Maç da bu noktadan sonra kırıldı zaten..


 Gerilim ... 22 kişi 1 kavga.  

Ama maçı hiç bırakmadı Gençler, ve hiç de eksikmiş gibi oynamadılar.. Hücum etmeye devam ettiler, üstün oynadılar ama atamadıkları bir pozisyonun dönüşünde gelişen bir kontraya boyun eğdiler.. Sinan Kaloğlu ise, ligin veteran forveti olarak takımına 3 puanı getiren vuruşun sahibi oldu. Bir zamanların yıldız adayı Sinan Kaloğlu.

 Bu da maçın sanatsal fotosu.. Benim objektifimden tabiki, diğer fotolarda olduğu gibi...

Maçın son bölümlerindeki "guru gürültü" Gençler atakları ise sonucu değiştirmedi. Ama Gençler doğru yolda. İlhan Cavcav 35 yılın sonunda doğru yolu bulmuş gibi. Acaba Fuat Çapa'ya daha önce neredeydin diyor mudur ? Yok diyorsa, "burdaydım ama sen beni kovdun ya" cevabını alıyor mudur ?

Fatih Terim, Şenol Güneş, Hector Cuper, Yılmaz Vural, Fuat Çapa ve Ersun Yanal gibi hoclar ligin değerini arttıran hocalar.. Hep kalsınlar takımlarının başlarında, uzun yıllar.. İyice soğuduğumuz futbolu tekrar seveceksek, biraz da bu hocalarımız sayesinde olacak bu.

Ankaragücü'nün düşmesi, Gençlerin ligde üçüncü sırada oluşu.. Ve sonuç, dolu tribünler.. Kim derdi ki taraftarı olmayan Gençler, birgün dolu tribünlere oynayacak.. İlhan Cavcav'ın gözleri dolmuştur sanırım...


Hiç yorum yok: