16 Ocak 2012 Pazartesi

Gençlerde Yükseliş, Eses'te fırtına öncesi sessizlik - GB 2 ES 1


Ligde Fuat Çapa ve Ersun Yanal gibi hocaların olmasının değeri pek bilinmiyor, aslında çok değerli hocalar.. Benim için keyif verici bir durum en azından, ve böyle iki hocanın maçı olunca da kaçırmadık tabi, tribündeki yerimizi aldık hemen..

Hocalardan başlamışken, hocalardan devam edelim.. Eskişehirspor, Ersun Yanal'ın arkasında durur ve gerekli transferleri yaparsa 3-4 yıl sonra şampiyonluk gelir, şu anki puan kayıpları biraz fırtına öncesi sessizlik gibi görüyorum.. İnanın "şampiyonluk gelir" sözüyle abartmıyorum, Ersun Yanal'da bu yeterlilik, Eskişehir'de bu potansiyel var.. Ersun Yanal kendi oyununu oynatmaya başladıkça goller ve puanlar gelecektir.. Gençlerbirliğinde ise, İlhan Cavcav'a kimse söz söyleyemiyor tabi de, artık her yıl hoca değiştirmeyi bırakıp, Fuat Çapa'ya güvenirse, ve ona biraz zaman ve fırsat tanırsa istikrarlı bir çizgi yakalanacaktır.. En azından taraftar desteğini vermiş, Behzat Ç. göndermesiyle..


Maça gelmeden önce biraz da futbolculardan bahsedelim.. Eskişehirspor'dan başlayalım.. Alper Potuk... Yıllardır bu işin içindeyim, iyi kötü takip ederim.. Futbolcuyla büyük kulübün anlaştığını ama büyük kulüple futbolcunun kulübünün anlaşamadığını çok gördüm de, bu tersi durumu ilk defa görüyorum.. Helal olsun Alper'e.. 20 yaşında hemen atlamamış Fener'e gitcem diye.. Futbolcunun akıllısını sevmişimdir hep.. Adam 20 yaşında olgun hareket edebiliyor..
Fenerbahçe transferi neden olmadı, detayları bilemiyoruz tabi, o yüzden kesin konuşmamak lazım.. Fener küme düşerse serbest kalırım maddesi istemiş diyen de var, para da anlaşamamışlar diyen de var.. Bu sebeplerin etkisi olsada, gelişim sürecinde bir oyuncu olarak, sürekli oynamayı tercih ettiğini düşünüyorum ben.. Ersun Yanal'la çalışma fırsatı da bir genç futbolcu gelişimi için çok önemli tabi..
Bugün Selçuk İnan bu noktaya gelebildiyse, Manisaspor ve Trabzonspor'da sürekli oynamış olması, ve Ersun Yanal'la çalışmış olması sayesindedir.. Olcan Adın benzer bir örnek.. Eğer Olcan Adın 5 yıldır Fenerbahçe'de yedek otursaydı, bugünkü seviyesine gelebilir miydi ? Sezer Öztürk var şimdi Eskişehir'den Fener'e giden, kariyerinin gidişini hep beraber izleyeceğiz bakalım.. 2 yıl sonra Samsunspora gider veya Eskişehir'e geri döner.. İstanbul'a gitmek uğruna kariyerini harcayan bir başka oyuncu olarak.. Veya Uğur Boral, Semih Şentürk, Özer gibi isimlerin 7-8 yıldır takımlarında sürekli oynuyor olduklarını düşünsenize, bugün bu noktada mı olurlardı ? Ha Gökhan Gönül örneğini gösterebilirsiniz, ama çoğaltamazsınız bu örneği.. İstisnai durum olarak kalır, ve de istisnalar kaideleri bozmaz.. Nedir kaide.. Genç ve gelişime ihtiyaç duyan oyuncu, sürekli oynayacağı takıma gitmelidir... Kafası çalışıyorsa tabi..

Alper'in zekasını oyununda da görebiliyorsunuz.. 20 yaşında bir oyuncu olarak, gayet soğukkanlı, topu alışı verişi, oyun kuruşu, topa hakimiyeti, top sürüşü, oyunu okuması her yönüyle keyif veriyor.. Ersun Yanal'la beraber göstereceği gelişim, ve biraz da takımın liderliğini üstlenmesiyle, çok özel bir oyuncu izlemeye başlayacağız gibi.. Yanındaki Veysel ve Hurriye gibi oyuncular da onun için ayrıca bir şans...

Alper gibi parlayan bir yıldızdan, gelelim Batuhan gibi sönen bir yıldıza.. Ersun Yanal gerçekten Batugol için son şans gibi, çünkü Batugol çok kötü durumda.. Kendisi acınacak duruma.. Hiç bu kadar kötü bir Batuhan görmemiştim.. Batuhan'ın yerine Kamara veya Mehmet Yıldız oynamış olsaydı, bu maçı Eskişehir 3-2 kazanırdı, o kadar fark ederdi yani.. Muhtemelen Ersun Yanal da bunun farkında ama 3-4 yıllık planlar yaptığı için Ersun Yanal, bugün kaybetmek pahasına Batuhan'ı sahaya sürüyor ve muhtemelen sürmeye devam da edecek.. Çünkü Ersun Yanal şampiyon olmak için Batuhan gibi değerleri kazanması gerektiğini biliyor...
Ama Batuhan bu güvenin hakkını ne kadar verir bilemem.. Çok kilolu ve hantal gördüm.. Fit olabilmesi için en az 7-8 kilo vermesi gerekiyor, ve bunu güç kaybetmeden yapması lazım.. Sağlıklı bir şekilde fit olabilmesi en az 4-5 ay demek.. Bir Burak Yılmaz'ın vücuduna bakıyorsunuz, gram yağ yok, bel incecik, dolayısıyla atletik, çabuk ve güçlü bir forvet olabiliyor.. Öte yandan Batuhan'a bakıyorsunuz, hantal ve ağır bir golcü görüyorsunuz.. Kıçını kaldıramıyor afedersiniz.. 18 yaşında milli olan bir oyuncunun boşa giden yıllarını izlemek insanı üzüyor kendisi pek sallamasada, oysa hakkatten bir Zlatan İbrahimoviç olabilirdi.. Yıllar önce Mustafa Denizli'ye "ben seneye burdayım ama sen burda olurmusun bilemem" demesinin üzerinden kaç yıl geçti, Eskişehir ilinin sınırlarının dışına bile çıkamadı.. Ve dün, Batuhan yerine başka bir forvet oynasaydı, büyük ihtimal Eskişehirspor 3 puanla dönen taraf olacaktı..

Bunların dışında, Dede, Veysel, Hurriyet Eskişehirspor'da top ayağına yakışan isimlerdi..

Gençlere gelirsek, fazla detaya girmiycem ama Yasin ve Soner Gençlerbirliğinin parlayan yıldızları olarak dikkat çekiyor şimdiden.. Hurşut ve dün oynamayan Aykut Demir'le beraber, Tum, Zec, Mehmet Sedef gibi oyuncuların üzerine kurulacak bir takım, bu ligi fazlasıyla renklendirir..

Bir de taraftar olsa biraz.. Hani derler ya bir avuç taraftar.. İşte öyle.. Tribünlerdeki yer yer boşluklar göze çarpıyor.. Maçın sonunda bu bir avuç taraftar, sayıca kendilerinden fazla olan futbolcuları bir de tribüne çağırdılar..


Ankara'nın diğer tarafında ise Ankaragücü tam bir ibretlik düşüş içinde.. Takım düşmeye görsün işte, ve düşerken yanında seyircisinden başka kimsesi kalmıyor.. Hakan Kutlu'ya ve Ankaragücü'nün bebelerine kolay gelsin diyoruz, ve Ankaragücü'nü bu hale getirenler de koltuklarında sıcak sıcak oturmaya devam etsinler bakalım.. Ama devran döner elbet birgün !

Maça gelince, pozisyon açısından kısır bir maç olsa da, izlemesi benim açımdan zevkliydi diyebilirim.. Maçı televizyondan izlesem zevk alamazdım belki ama çıplak gözle izlemenin avantajı işte.. Takımların dizilişlerini, kurgularını oyun yapılarını çok daha iyi görebiliyorsunuz.. Dedim ya Fuat Çapa ve Ersun Yanal önemli diye, işte ikisi de modern bir sistem oturtmaya çalışmışlar.. Öyle dan-dun göremiyorsunuz, ileriye şişirilen toplar ise çok az.. Gençlerbirliğinde ileriye şişirilen değil, Yasin'in veya Hurşut'un önüne atılan toplar varken, Eskişehir'de Batuhan'a şişirme çabası bazen oluyordu.. Ama genelde orta sahadan kanatlara ve dikine organize edilmeye çalışılan ataklar.. Her iki takımın ortasaha liderlikleri ise gencecik isimlerin elinde.. Bir tarafta Alpre diğer tarafta Soner..

Maçın genelinde ise Gençler bir adım daha öndeydi.. Biraz daha organizeydiler, biraz daha iyi pas yaptılar ve daha iyi pozisyonlara girdiler.. Eskişehirspor ise yeni hocasının sistemine ayak uydurma sancıları içinde.. Sancılar bakalım ne zaman kesilecek..

Goller ise çok şık ve usta işiydi.. Tüm goller için bunu söyleyebiliriz, ki gollerin tekrarını hala göremedim.. Staddan gördüğüm çok güzel goller olduklarıydı..


Ve Eskişehirspor için maçın kırılma anı kaçan penaltı.. Penaltı kaçtı ama bizim objektifimizden "o an" kaçmadı tabi :) Ha maçın hakkı da Gençler'indi demiştik yukarda, yine de 85. dakikada gelen bu penaltı gol olsa, Gençler yine yalan olacaktı..


Penaltıyı kaçıran Eskişehirspor, bir dakika sonra kendi kalesinin direğinde patlayan bu şutu izledi.. En çok da kaleci İvesa izlemiş gibi, ama "o an" yine bizim objektifimizden kaçmadı..


Ankara'ya yakışan bir stad, ve Ankara'ya yakışan takımlar görmek dileğiyle.. Eyyy Ankara zenginleri.. Ankaragücü'ne sahip çıkın, ve eyy İlhan Cavcav, 30 yıldır yaptığından farklı olarak bu sefer hocayı kovma, Fuat Çapa'ya fırsat ver...


2 yorum:

Adsız dedi ki...

Hocam çok güzel yazı olmuş tebrikler, Tum dan da bahsetmeni beklerdim, malum o yaşta bu performans takdire şayan, özellikle ilk golde topu alışı, kenara verişi, içeriye deplase oluşu ve kafa vuruşuyla skor yapması güzeldi. Tum hakikaten bende merak uyandıran bi topçu haline gelmeye başladı. Dikkatle izliyoruz kendisini.

Muratonovic dedi ki...

Evet çok doğrudur, Tum'a daha fazla yer ayırmak lazım.. Bugün Trabzonspor'un veye Fenerbahçe'nin kadrosunda, böyle bir oyuncuya net ihtiyaç var, tecrübeli, iş ahlaklı, kaliteli, yedek de oturabilecek.. Büyük kulüplerin kadro planlamasında düşünmesi gereken oyuncu tipi, ve yaş/performans eğrisi gençlere örnek olacak tipte..
Gençler için nokta transfer..