13 Nisan 2012 Cuma

Trabzonspor Kadıköy'de Fener'i nasıl yener ?




Ben mühendisim.. O yüzden olaylara analitik yaklaşırım bazen.. Önce eldeki verilere bakalım :

Fenerbahçe'nin Çarşamba günü oynadığı 120 dakika ve bunun sonucu gelen yorgunluk..
Bir haftadır dinlenen ve maça hazırlanan bir Trabzonspor...
Trabzonspor'un yaratıcı, hareketli ve süratli hücum hattı Alanzinho, Olcan, Burak ve Volkan (yedekler Adrian, Henrique, Halil de Şenol Güneş'in klasik değişiklikleri)
Ağır ama ayağı düzgün Fenerbahçe defansı Jobo ve Serdar..

Buradan çıkan ilk sonuç, Trabzonspor'un kondisyon ve hücum gücünün avantajı olduğu ve bunu kullanmak için de tempolu ve saldıran bir taktike sahaya çıkmaları gerektiği.. Bu çok önemli.. Yazımın ana fikri de bu zaten.. Trabzonspor saldırırsa gol atar, skora yatarsa gol yer..

Tempo demişken, şuna da dikkat çekmek lazım. Trabzonspor tempoyu arttırıp saldırınca gol bulan, maçı rölantiye alınca da gol yiyen bir takım olması.. Çünkü ilerde Volkan, Olcan, Burak, Alanzinho ne kadar etkililerse, geride de Mustafa, Giray o kadar güven vermiyor. (Katılmayacaksınız belki ama buna Tolga'yı da ilave ediyorum ben, güzel kurtarışları var ama hala güven vermiyor ve hatalı goller yiyebiliyor.)

Bunu durumu Trabzonpor'un bu yıl oynadığı büyük maçlardan da görebiliyoruz, örneğin:

Son İnönü'deki Beşiktaş maçı.. Trabzonspor rölantide götürüyor maçı, sonra gol yiyince akıllanıyor ve saldırmaya başlıyor, sonuç 1-2. Benzer şekilde Trabon'daki CSKA ve Lille maçları, son Kadıköy'deki Fenerbahçe maçları da benzer şekilde rölantide giden maçta yenilen gol sonrası tempo arttırarak 1-1 bitirilen maçlar..

Son Galatasaray maçı da ters bir örnek.. Tempolu başlayıp golü atıyoruz, sonra rölantiye geçince Galatasaray gelmeye başlıyor.. Ve maç 1-1.

Bu anlattıklarımdan çıkacak sonuç, öncelikle Trabzonspor yenmek istiyorsa maça hızlı başlamalı.. Sonra golü atınca da maçı hızlı oynamaya devam etmeli.. Çünkü rölantide oynamak, Trabzonspor'un bu yıl beceremediği birşey..

Dolaylı olarak buradan çıkacak bir diğer sonuçta, Trabzonspor'un defansif zaafiyetleri ve iyi bir stoper ihtiyacı. Bunun dışında rölanti oyunlarda topu ilerde tutacak bir forvet (Vittek gibi) ve ortasahada pas yapacak top çevirecek Colman ve Zokora alternatifleri de diğer eksikler...

Gelelim detaylara..

Öncelikle fubtolcuların Kadıköy atmosferinden etkilenmemeleri gerekir. Bu yıl çok maç oynadılar üst düzey, o yüzden stad atmosferinin etkisi minimuma düşmüştür artık diye tahmin ediyorum..

Alex, Sow ve Stoch adım attırılmayacak adamlar.. Bunlara dikkat etmeli özellikle Colman ve Zokora. Bunları bir an boş bırakmak demek, topu kaleden almak demek..

Fenerbahçe'nin kanat hücumları da etkili diğer yönleri.. Zigler de Gökhan da etkili gelebiliyorlar, ama bu aynı zamanda arkada boşluk oluşturuyor, kanatlardan gelen ataklarla sonuca gidilebilir.. Geçen maçta da bunu söyledim, kim kanatlardan gelen topa kafa vurcak dedi birisi.. Her kanat atağı kafalık orta demek değildir, benim bahsettiğim sıfıra inilip yerden içeri bırakılacak toplar.. Volkan ve Olcan bu işi çok iyi yapabilirler..

Ortadan gitmeye çalışmak, yani Baroni ve Selçuk (Emre) ikilisini geçmeye çalışmak ise sadece kaptırılan toplardan gol yemek anlamına gelir..

Aslında temelinde durum bu.. Biraz psikolojik faktörler, biraz kurnazca yapılacak teknik direktör hamleleri ile 3 puan çok kolay Trabzonspor'a gelebilir..

Son olarak Trabzonspor'un kaynedecek birşeyinin olmadığını da belirterek, ama kazanırsa Şampiyonlar Ligi potasına da girebileceğini düşünerek maç tahminim 1-3 Trabzonspor lehine diyorum.. Fenerbahçe'nin Kadıköy'de yenilmeme serisi bu maçta bitebilir..


Hiç yorum yok: