19 Eylül 2012 Çarşamba

Futbola tekrar doymak: RM 3 - MC 2


 o artık mutlu

Futbolun zevkli birşey olduğunu unutmaya başlamışız da farkında değiliz sanırım... Real Madrid ve Manchester City hatırlattı bize futbolun hala güzel olduğunu, ve yıldızların hala bu oyununun baş aktörleri olduğunu..

Oysa futboldan zevk almayalı çok zaman olmaya başlamış gibiydi. Avrupa Şampiyonası bile bu heyecanı çok fazla kıpırdatamamıştı yaz aylarında.. Ondan öncesi zaten sahaya yansımayan şike ve bunun sonucunda yeniden şekillenen Türk Futbol yapısı felan...

special one

Ama Real Madrid - Manchester City bize film gibi bir maç izleterek yüzümüzü güldürdü.. İngiltere ve İspanya şampiyonlarını aynı grupta görmemiz pek mümkün değil normalde ama Manchester City'nin geçen yıla kadar Avrupa kupalarında Trabzonspor kadar bile puanının olmayışı aynı grupta buluşturdu bu iki takımı ve bizlerde  gruplarda böyle bir maç izledik.

Sürekli artan bir tempoda ve süratte oynanan maç, artık sonlara da doğru o kadar süratlendiki biri maçı durdursun takip edemiyorum artık diyecek noktaya geldik. 60ncı dakikalara gelindiğinde 0-0 'lık maç ama kesinlikle 3-3 'lük bir maç heyecanı var diye içimden geçiriyordum. Her gollü maç heyecanlı olmadığı gibi, her golsüz maç da sıkıcı değildir esasında, sadece maç hakettiği golleri bulamamıştır .. Zaten son yarım saat o goller de geldi, ve hele de son on dakika neydi öyle..

Dedim ya film gibi maç.. Filmin başı var, karakterlerin tanıtıldığı Ronaldo, Marcelo, Joe Harte, Toure, Tevez, Dzeko gibi iyi ve kötü adamlar, yardımcı roller... Gelişen konu ve hızlanan tempoyla beraber gelen müthiş bir final... Oturup film izlesem bu kadar keyif alır mıydım bilemiyorum. Ercan Taner bile sonunda Oscar verdi maça.

Kaka, Mesut, Ramos, Dzeko gibi isimlerin kulübede, Rafael Nadal'ın tribünde oturduğu maçta saha keyif veren adamlarla doluydu...

Hızla atılan bir top tam auta çıktı hayatta yetişemezler derken gelen insanüstü deparlar ve oyunda tutulan toplar, Toure'nin onca darbeye rağmen yıkılmadan yaptığı driplingler, Marcelo'nun solbek nasıl 10 numara oyun kurucu oynar dersi, yine Marcelo'nun çıkarttığı Roberto Carlos'u hatırlatan füzeler ki üçüncüsü gol de oldu, Ronaldo'nun ısrarla denemesi, Tevez'in savaşçı ruhu, oyuna girdikten sonra oyunu iyice coşturan Modriç, Mesut ve Dzeko, kenarda satranç hamlelerini üst üste oynayan Mancini ve Mourinho..

Inter'in iki eski hocası.. nereden nereye...

Maç kaybedilse iki takım için de problem olmazdı, fazlasıyla telafi ederlerdi durumu ama burada mesele işte büyük olmak.. Real büyüklüğünü bir kez daha gösterdi, ama Mancini'nin de dediği gibi, MC bir gün CL şampiyonu olacak, eninde sonunda, er ya da geç.. Bakınız Chelsea.

Öte yandan, keşke Arap ve Rus sermayelerine futbolu feda etmek yerine, kulüplere belli bir mali yaptırım (NBA misali) uygulanabilse de daha fair ve daha rekabetçi bir futbol izleyebilseydik..

Şampiyonlar ligini açmış olduk böylece, bugün için Galatasaray'a başarılar diliyoruz ama rakibin Manchester United olduğunu da unutmadan fazla ümit beslemiyoruz tabi ki.. 

Hiç yorum yok: