25 Mayıs 2010 Salı

Mourinho´lu Inter vs Hamit´li Bayern

Maci beraber izledigim kardesim, mac boyunca Mourinho´nun cok sansli oldugunu soyledi hep. Ama bu kadar seyi sansla aciklamak mumkun degil. Mourinho, dunyanin gelmis gecmis en iyi hocasi olma yolunda emin adimlarla ilerliyor. 10 yildan kisa bir surede almadik kupa, kazanilmadik basari kalmadi nerdeyse. Son olarak real madrid´i de calistirip zirvede birakabilir bu isi..




Ozellikle Barcelona´ya karsi oynattigi futbolla adamin adi Ziya Dogan´a ciksada, aslinda gunumuz futbolunun kaderini ciziyor su anda Mourinho. Tam olarak oynatmasi gerektigi gibi oynatiyor Inter´i. Son iki macta hem Barca´ya hem Bayern´e pozisyon dahi vermedi nerdeyse. Bu oyle kolay bir sey degil. Gecen sezon Hiddink buna cok yaklasti diye dahi ilan edilmisti, ama simdi Mourinho, Hiddink´in yapamadigini basarinca anti-futbol oynatmakla suclaniyor..

Oysa sahada modern defans anlayisinin en son orneklerini sergiledi Inter. Tum Inter takimi, sanki tek bir vucutmus gibi, bir uyum ve harmoni icerisinde hareket ediyor, rakibe alan daraltiyor ve bosluk birakmiyor.. Guardiola ve Van Gaal gibi pozitif futbol oynatan hocalarin bu ise bir care bulmalari (yani bir B plani) sart, yoksa her takim defansif oynamaya baslayabilir, ve Dunya futbolu da 90´larin ikinci yarisindaki defansif gunlerine geri donebilir..


FD cok guzel ozetlemis oynanan futbolu, "haddini bilen Mourinho" tanimlamasiyla ve "Naumovski´li Efes Pilsen" benzetmesiyle..Ozellikle Naumovski´li Efes benzetmesi cok dogru olmus. Maci izlerken kardesime, sanki basket maci izliyoruz gibi dedim. Bayern set hucumu yapiyor, sonra topu Robben´e veriyor, o da birebirlerde sansini deniyor.. (Lyon ve Manchester´i tek basina Robben´in yiktigi dusunulurse cok da yanlis bir taktik degil aslinda) Tum Bayern takimi hucumda, tum Inter takimi defansta gecti macin belli bolumleri. "Toplu hucum toplu defans" deyimi artik gercek oluyor.. Yakinda, futbolda set hucumu deyimi iyice yerlesebilir, hatta bundan 20 yil sonra basketboldaki gibi ortasahayi gecen takim kendi sahasina donemez, veya belli bir hucum suresi gibi kurallar gelebilir.


Ote yandan Ribery faktorunu de unutmamak lazim. Macta Ribery olsa, farkli olurdu. Agir bir kirmizi kart, onu finalden, belki de Bayern´i kupadan etti.. Hamit onun yerinde cok siritti, Maicon´un karsisinda da cok ezildi. Tum yukte boylece Robben´e kalmis oldu, o da bu yukun altindan kalkamadi dogal olarak.


Tekrar Mourinho´ya donersek, teknik direktor olus hikayesiyle, kazandigi basarilariyla, sahadaki tavirlariyla ve soylemleriyle, "special one" olmayi fazlasiyla hakediyor.. Seneye buyuk ihtimalle, Real Madrid´in basinda izleyecegiz kendisini.. Orda da boyle defansif futbol oynatir mi bilinmez ama (Real Seyircisi defansif oyunu kabul etmeyecektir) orda da bu kupayi alirsa ve basarili olursa hakkatten zirvede birakabilir bu isi.

Her sey bir yana, cirak, ustayi yendi diyebiliriz.. Ya da boynuz kulagi gecti;



Maçın gününün Madrid hikayesini diğer blogumuza yazdık, ona da burdan bakabilirsiniz..

18 Mayıs 2010 Salı

Barnebau yolcusu kalmasın...


Resimdeki bir adet şampiyonlar ligi final maçı bileti... Inter-Bayern Munich, 22 Mayıs 2010 Madrid.. Torunlara anlatacak bir hikayemiz daha olabilir, İzlanda'daki volkan bir güzellik yapmazsa bize tabi..

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Kupa Trabzonspor'un


Maç öncesi yazımızda dedik normal şartlar altında Fenerbahçe yener diye ve ekledik kazanmak istiyorsa Şenol Güneş’in farklılık yaratması gerekir diye.. Sahaya öyle bir takım çıkardı ki bugün Şenol Hoca, o farkı fazlasıyla yarattı, ve bu fark da Kupayı getirdi.. Nedir bu fark derseniz, “inanmışlık” ve “istek” derim..


Darısı şampiyonluk kupasıyla beraber inşallah..

Sahaya çıkan takım tam anlamıyla kazanmaya inanmıştı.. Maça motive olmuş, mücadeleci, tempolu, sürekli golü düşünen, ısıran, saldıran, arayan ve geriye düşmesine rağmen bile oyun disiplininden kopmayan bir Trabzonspor vardı sahada. Goller kaçtı, yenik duruma düşüldü, toplar kaptırıldı öte yandan hava çok sıcaktı ama yılmadılar, vazgeçmediler mücadeleye devam ettiler.. Karşılarında ise sanki sıradan bir lig maçı oynayan rolantideki Fenerbahçe’yi de bulunca sonuç kaçınılmaz oldu doğal olarak.. Kupa hakeden tarafa gitti..

Şu sevinç kupa sevinci değil aslında, akıttıkları terin karşılığını almanın sevinci.. Song, Engin, Umut, Serkan, Selçuk belki çok iyi oynamadılar ama istediler.. İstediler, savaştılar ve kazandılar..



Bugün, oyun olarak Trabzonspor resmen Fenerbahçe’yi sahadan tamamen sildi desek abartmış olmayız. Zaman zaman Barcelona-Inter maçına benzedi oynanan oyun. Maçın ilk yarısında Trabzonspor’un 14 şutuna karşılık Fenerbahçe’nin iki şutu durumu özetliyor aslında..

Ama o kaçan goller nedir öyle..? Umut ve Burak özellikle Trabzonspor’lu taraftarların ömründen ömür aldılar bugün, eğer önümüzdeki yıl iyi bir santrafor almazsa yazık olur bu takıma.. Bugün bu maç döndü, ama herzaman dönmez.. Bu kadar gol kaçıran takım için bu kupa aslında fazla bile ama umarız seneye bu kaçan gollerden fazla yaşamayız.. Ama öte yandan Guiza’ya bakınca da yine de Umut’u alıp öpüp başıma koymak istiyorum..

8. Turkiye Kupamız tüm Trabzonspor camiasına hayırlı olsun, daha nice kupalara ve şampiyonluklara inşallah...

Not : Final organizasyonuyla ilgili tek eleştirim kupa törenine.. İnsan sahaya bir platform kurar, bir tören olur.. Kupayı bile kimin kaldırdığı belli değil, kupayla takım fotosu bile çekilemedi.. 20 yıl önceki kupa törenleri gibi oldu..

Songa yakıştı kupa kaldırmak.. Seneye de kalsa olur, tecrübesi bile çok şey katıyor takıma..

Özlediğimiz görüntüler..




İşte zafer :)

4 Mayıs 2010 Salı

Gap Arana'da Final: Trabzonspor-Fenerbahçe


Çok istiyorum önümüzdeki sezonun başında süper kupa finalinin Trabzonspor-Bursaspor arasında oynanmasını. Türk futbolu adına çok güzel olur ve artık olması da gerekir. Aynı takımları izlemek artık baymaya başladı.. Tüm dünyada böyle bu iş ama olsun, artık şehir takımları da arada şampiyon olsunlar.


Bursaspor lig şampiyonluğu için hala favorim. Fenerbahçe’nin kalan iki maçın en az birinde kaybedeceğini düşünüyorum. Bursaspor için bir ara ayrı birşeyler karalamak lazım aslında ama, şimdilik şu kadarını söyliyim, eğer başarırlarsa çok büyük bir iş başarmış olacaklar, ve tarihe geçecekler. Trabzonspor’un yaptığı devrimin yıllar sonra tekrar yaşanması olur bu. Bursa’ya da yakışır. Umarım başarırlar. Ve umarım Trabzonspor Kadıköy’de Fener’i yener ve o şekilde başarırlar, tadından yenmez bizim için.

Gelelim Gap Arena’daki kupa finaline. Tabiki gönlüm Trabzonspor’dan yana.. Kazanırız hatta diyorum arkadaşlara iddaalı demeçler veriyorum ama sonra Trabzonspor’un oynadığı son maçlara bir göz atıyorum ve acı gerçekle yüzleşiyorum..

Kayserispor-Trabzonspor: 1-0
Beşiktaş–Trabzonspor: 0-0
Antalyaspor–Trabzonspor: 1-0
Trabzonspor-Kasımpasaspor: 2-0
Eskişehirspor-Trabzonspor: 1-0
Ankaragücü-Trabzonspor: 1-0

Trabzonspor son 6 maçında sadece 2 gol atmış. Kasımpaşa maçını çıkartırsak, son 6 maçın 5’inde gol atamamış.. Hatta maçlara bakarsak doğru dürüst pozisyonu yok çoğu maçta.. Bunun en önemli nedeni forvetlerin yetersizliği tabi ki, o da ayrı bir yazı konusu.

Aşağıdakilerde Fenerbahçe’nin son 8 lig maçı.. Son 8 maçtır gol yememişler ve bu 8 maçın yedisini kazanmışlar..

Fenerbahçe –Antalyaspor:1-0
Gençlerbirliği- Fenerbahçe :0-0
Fenerbahçe-G.Antepspor: 1-0
Galatasaray- Fenerbahçe: 0-1
Fenerbahçe-Kayserispor: 2-0
Fenerbahçe-Beşiktaş: 1-0
Kasımpaşaspor-Fenerbahçe: 0-1
Fenerbahçe-Eskişehir: 2-0

Özetle son 6 maçın beşinde gol atamayan, pozisyon dahi üretemeyen Trabzonspor, 8 maçtır gol yemeyen Fenerbahçe’ye karşı kupa finalinde (ve on gün sonra da Kadıköy’de) ne yapar ?

Normal şartlarda yenilir.. İki maçta 2-0 Fenerbahçe’nin üstünlüğüyle biter..

Burda olay Şenol Güneş’te bitiyor işte.. Normal şartlarda normal taktiklerle mevcut form durumlarıyla Trabzonspor’un şansı çok az. Onun için normal şartların dışına çıkılması şart. Rakibi şaşırtacak bir taktikle saha çıkması lazım Trabzonspor’un, bu da yetmez oyuncuların sahaya ruhlarını koymaları lazım.. Motivasyonlarını çok yüksek olması lazım.. Şenol Hoca’nın işi zor, bekleyip göreceğiz.. Eğer fark yaratamazsa Şenol Hoca, kariyerine bir son anda kaçan kupa daha eklemiş olacak...

Öte yandan, Trabzonspor kupayı alsa bile sorunların üstünü örtmemeli, yoksa Beşiktaş’ın durumuna düşebilir.. Adamlar çifte kupa aldılar, o gazla çok yanlış transferler yaptılar ve bu yıl dağıldılar. Trabzonspor’un çok ciddi eksikleri var ve yönetim umarım önümüzdeki yılın çalışmalarını şimdiden yapıyordur..