10 Ağustos 2010 Salı

Beşiktaş (lig sonu tahminim 2-3)

Bu yılın en flash ve iddaalı takımı, yıldız transferleriyle Beşiktaş tabiki. Başkan Demirören taraftarın da desteğiyle zaten coşmuş durumda, taraftar deseniz daha geçen yıl isyan bayrağını çektikleri Demirören’e Süleyman Seba’ya göstermedikleri sevgiyi gösteriyorlar. Bunun tek sebebi de Q7 ve Guti transferleri, biraz da Shuster.



Bunlar küçümsenmeyecek transferler kesinlikle, ama bu durum biraz geçen yılki Galatasaray’ın durumuna çok benziyor. Rijkaard gelmişti hatırlarsanız, Elano ve Keita gibi yıldız oyuncular transfer edilmiş hatta devre arasında Dos Santos ve Jo gibi iki gelecek vaadeden yıldız adayı satın alma opsiyonlarıyla gelmiş, taraftarlar havaalanında futbolcu karşılamaktan bir hal olmuşlardı.. Ee sonuç ? Kocaman bir sıfır, ve bu yıl 180 derece ters yöne dönülen transfer politikası ve takımla ilişiği kesilen Haldun Üstünel. Galatasaray konusunu da ayrıca inceleyeceğiz, şimdi fazla girmiyim detaya, söylemek istediğim şu ki, Beşiktaş’ın şu anda yaptığı geçen yıl Galatasaray’ın yaptığından farklı bir şey değil, Rijkaard yerine Shuster, Elano, Keita yerine Q7 ve Guti. Eğer başarı kriteri şampiyonluksa baştan söyliyim başarılı olma şansları çok düşük.

Öncelikle transfer politikasındaki yanlışlardan başlayalım. Şimdi yıldız oyuncu güzel birşey. Guti ve Quaresma transferlerini Elano ve Keita ile karşılaştırmak çok doğru olmaz, Guti ve Q7 bir gömlek daha yukardalar ve uluslararası prestij olarak da öndeler, tamam kabul. Bunların haricindekilerde gayet üst düzey yabancı oyuncular, buna da tamam.

Bu kadar kaliteli ve üst düzey yabancı oyuncular almak çok doğru birşey olabilirdi, eğer İtalya veya İngiltere olsaydı burası. Türkiye’de takımda sadece 6 yabancı oynayacak ve hatta 2 tane yabancı tribünde oturacak. Yabancı oyuncu planlamasını buna göre yapmak lazım. Şimdi bu kadar yabancıdan kim yedek oturacak kim tribüne gidecek ? Benim tahminim Ferrari-Zapo-Ernst-Guti-Q7-Bobo ilk 11 oynar, Fink, Delgado yedek olur, 8 milyonluk Tabata ve daha yeni alından Hilbert tribünde oturur, bi de sözleşmesi dondurulan Sivok var ondan bahsetmiyorum bile. Bir de yeni alınmak istenen forvet tabi. Hilbert ve Tabata tribünde oturuyorsa, Delgado ve Fink yedek oturuyorsa ya bu kulübün Petrol Kuyuları vardır demektir ya da darphane işletiyordur. (Bakalım hangi TSL takımı bu +2'leri genç yabancı yeteneklerle değerlendirmeyi akıl edecek ? al Afrika'dan Güney Amerika'dan ucuz ucuz, 3-4 yıl üzerinde çalış adam et sonra sat.)

Tutarsızlıklar bununla da bitmiyor. Yılda milyonlarca Euro kazanan Delgado ve Fink ve Tabata oynamazken çok daha düşük ücretler alan Ekrem, İbrahim Üzülmez, Uğur İnceman, Necip ve Erhan Güven gibi adamlar sahada Guti’ye Q7’ye ayak uydurmaya çalışacaklar. Altı şişane, üstü tabakhane. Ortada bir gariplik bir tuhaflık var apaçık. Dediğim gibi kurulan kadro güzel eğer yabancı sınırlaması kalkarsa, yoksa mevcut düzende tamamen israf.

İsraf demişken benzer özellikli Yusuf-Tabata-Delgado-Guti ‘nin aynı anda kadroda bulunması da ayrı plansızlık programsızlık örgeği. Tamam hepsinin farklı özellikleri var hepsi iyi adamlar ama birinin yerine diğeri oynasa çok da farketmez. Bunlardan iki tanesi (Guti-Tabata) fazlasıyla yeterli olabilirdi. (Eskiden Tümer-Sergen aynı kadroda fazla geyiği yapardık, nerden nereye)

Peki başarılı olabilir mi Beşiktaş. Başarıdan kasıt şampiyonluk tabiki. Kadroya baktığımız zaman çok kaliteli yabancı oyuncular görüyoruz, o yüzden şampiyonluk için iddaalı bir konumda oluyor Beşiktaş. Ama ilk 11’e baktığımız zaman aynı başarılı yapıyı göremiyoruz. Şunu unutmamak lazımki, 6 yabancının yanında 5 tane de yerli oyuncu oynatmanız lazım. Beşiktaş’ın kalburüstü yerlilerine baktığımızda sadece Nihat, Necip, İbrahim Toraman ve belki biraz da Mert Nobre bu kaliteli yabancı kadrosu içinde sırıtmadan oynayabilir. Tüm bir sezonu Ekrem, Uğur İnceman, İbrahim Üzülmez, Erhan Güven gibi isimlerle idare etmeyi düşünüyorlarsa çok büyük hayal kırıklığı bekler Beşiktaş’ı. Yetersiz yerli oyuncu kalitesi Beşiktaş’ı yarıştan uzaklaştıracak en büyük eksiği.

Tüm bu negatif tablonun yanında tabi Guti, Q7, Bobo, Delgado, Ernst ve Nihat gibi isimlerin olduğu bir kadro şampiyonluk adayıdır her zaman. Başlarındaki Shuster de gayet deneyimli ve işini bilen bir hoca tabi.



Ben Beşiktaş’ın yıldızlarından verim alacağını düşünüyorum. Q7 takımı sevmiş durumda ve rahat oynuyor. Porto ve Benfica’daki gibi takım için değerli bir oyuncu olduğunu hissetmesi sanırım onu motive ediyor, belki Inter’de, Barca’da ve Chelsea’da o kadar yıldız arasında “sıradan” olması onun oyununu etkiliyordu, bilemeyiz. Ama bu yıl Beşiktaş’a çok puan kazandıracak gibi. Guti’nin yaşı ilerlemiş tabi ama 14 yıl Real forması giymiş bi adamın profesyonelliğine ben güveniyorum, 25’lik delikanlı gibi oyanayacak ve özellikle içerde çok maç kazandıracaktır ama tabi haftada 3 maçı 90 dakika kaldıramayabilir. Rotasyon şart.

Beşiktaş için tabi bir diğer önemli yıldız Nihat olacak bu yıl. Geçen sezon sonunda yakaladığı çıkış devam edecek gibi. Nihat enteresan bir oyuncu. Cok yetenekli bir adam değil aslında, ne üstün tekniği var ne de gol vuruşu. Ne kanat adamı ne forvet. Hava toplarına hakim değil, oyun içinde sürekliliği yok, pres gücü düşük. Amaaa... Güçlü ve fit olduğu zaman da çok tehlikeli. Gol vuruşu olmasa da sert şutları olan, süratli, çabuk, defansın dengesini bozan, boş bırakmaya gelmeyen ve hepsinden önemlisi takımda liderliğe soyunabilen takımını sürükleyebilen bir adam. Zamanında Real Sociedad’ı sürükleyen adamlardan biriydi. Ve şimdi Nihat yine güçlü ve fit. Üstüne bir de Beşiktaş ruhunu temsil ediyor tabi, o kadar yıldız oyuncuyu bir arada tutacak etken olabilir. Kazanma hırsının sahadaki hırsı, bir dönem Fenerbahçe’nin Tuncay’ı gibi takımı sürükleyebilir. Bu yılın en büyük transferi olabilir Beşiktaş için.

Ve Beşiktaş’ın bu yılki en büyük diğer farkı da Shuster olacak sanırım. Ama işi kolay değil. Yıldızlarla dolu olsa da çok laçka bir kadro yapısı var bahsettik yukarda. Shuster’in hücum hattı kesinlikle pres yapmayan oyunculardan kurulu ve bunu bizim ligimizde affetmezler. Shuster Türkiye Ligi’ni tanımıyor henüz ama Türkiye Ligi’nin kalitesini anladığında iş işten geçmiş bile olabilir. Geçen yıl Rijkaard’ın başına gelen biraz da buydu. Tüm yükü Ernst ve Necip çekecek gibi. Olurda Fink’i gönderirlerse zaten kendi iplerini çekmiş olurlar, çok büyük yanlış olur. Shuster’in ne yapıp edip ilerde oynatacağı 3-4 oyuncuya (muhtemelen Nihat-Guti-Q7-Bobo) pres yapmasalarda topun gerisinde kalmayı ve rakibe alan vermemeyi öğretmesi gerekir. Eğer bu adamlar “ben yıldızım ne koşcam” derse, o zaman geçmiş olsun.

Beşiktaş için bu yıl çok kırılma noktası olacak gibi. Üst üste alınacak 2-3 kötü sonuç takımın havasını bozabilir, taraftarın beklentileri şu anda çok yüksek. Demirören çok gereksiz yere camiayı coşturuyor havaya sokuyor, bu işin sonu tehlikeli. Olası kötü sonuçta oluşan bu potansiyel enerji Başkan’a geri dönebilir. Motivasyonu bir kere bozulan Q7’den veya Guti’den verim alınmaz. O yüzden ligin başındaki gidişat çok önemli, Beşiktaş taraftarının takıma verdikleri destek önemli. Ama iki transferle hemen Demirören’e karşı yelkenleri suya indiren Beşiktaş taraftarının bizim bildiğimiz eski Beşiktaş taraftarı olduğunu söylemek de zor, o yüzden iki mağlubiyette bu sefer de terse dönebilirler.

Tahminim ligi ilk üç içinde bitirecekleri yönünde. Ama şampiyonluk zor yine de, eğer Shuster ile devam ederlerse sonraki yıl şampiyuonluk şansları daha fazla olabilir. Shuster ve yıldız transferler için bu yıl ligi tanıma yılı olacak çünkü. Eğer bu yıl şampiyon olmak istiyorlarsa takıma birkaç kaliteli yerli oyuncu katmaları lazım, ve biraz da şanslı olmaları lazım. Olası kötü sonuçlar çok tahribat yapabilir, krizlerin iyi yönetilmesi önemli, bu konuda Mustafa Denizli çok şey öğretmiştir sanırım camiaya.

Öte yandan, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın çok iç açıcı olmayan durumlarına bakınca ve Bursaspor’un da Şampiyonlar Ligi maçlarını düşününce, Beşiktaş’ın şampiyonluğu için ihtimal dışı diyemem. Eğer sezon başında yarıştan kopmazlarsa Trabzonspor ile sona kadar gidebilirler. Lig sonu tahminim ilk üç, şampiyonluk imkansız değil ama zor. Yine de beklentilerini çok yüksek tutmayan Beşiktaş taraftarı sonradan daha az hayal kırıklığı yaşar diyorum ben.

Hiç yorum yok: